Leyla Abla ile ilk tanıştığım anı, henüz 13 yaşındayken bir otel lobisinde hâlâ hatırlıyorum. O günden beri akademik hayatımda aktif olarak yer aldı; açıkçası, bana başka birçok konuda da yardımcı oldu. Yıllar geçtikçe Leyla Abla benim için sadece bir danışman değil, aynı zamanda yol gösterici bir akıl hocası oldu. Lisemi, derslerimi, yaz okullarımı, ders dışı etkinliklerimi ve en önemlisi, gelecekteki yatılı okulumu seçmemde bana yardımcı oldu. İlk tanıştığımızda dünyanın öbür ucundaki bir yatılı okula gitmeye hazır olduğumdan emindim. Neyse ki, Taft Yaz Okulu'na gittikten sonra önümde uzun bir yol olduğunu anladım. Leyla Abla, tanıştığımız andan itibaren bunu öngörebildi ve bana da fark ettirdi. Ertesi yıl, ülkenin en zorlu okullarından biri olan Üsküdar Amerikan Akademisi'ne başladım. Leyla Abla, ABD için iyi bir hazırlık olacağı için UAA'yı seçmemi önerdi. Dahası, hazır olduğumdan emin olmak için başka bir yaz okuluna gitmemi de tavsiye etti. O yıl, yine Leyla Abla'nın önerdiği Exeter Yaz Okulu'nun Charles J. Hamm Liderlik programına katıldım. Sadece ABD'de okumak istediğimden emin olmakla kalmadım, aynı zamanda dünyanın dört bir yanından olağanüstü yetenekli insanlarla tanıştım. Sonraki aylarda yatılı okul başvurularıyla meşguldük. Leyla Abla, inanılmaz denemeler yazmam için bana ilham verdi ve bu süreçte beni çok motive etti. Her zaman çok rekabetçi bir öğrenciydim; bu yüzden "büyük isimler" dışında herhangi bir okula gitmeyi düşünmüyordum. Leyla Abla, rekabetin bana zarar verdiğinin her zaman farkındaydı ve bunu defalarca dile getirdi. Tüm bu anlamsız rekabetten bıkmış ve daha olumlu bir öğrenme ortamında başarılı olmuş bir öğrenciydim. Leyla Abla başından beri çok haklıydı; günün sonunda benim için en iyi okul olduğunu düşündüğüm Westminster Okulu'nu seçtim. Leyla Abla'ya olan minnettarlığımı kelimelerle ifade edebileceğimi sanmıyorum; bir kişinin hayatınızı nasıl tamamen değiştirebildiği gerçekten inanılmaz.